Canan Coşkun - 7 Şubat 2025
Mahkeme: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi
Esas No: 2023/93
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 2007’de suikastle öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada hükmün Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından bozulmasından sonra 15 sanık hakkında yargılama 1 Kasım 2023’te yeniden başladı.
26 Mart 2021’de mahkemenin kararının açıklamasının ardından Yargıtay’a giden dosyada, Yargıtay 3. Ceza Dairesi 15 sanık hakkında bozma kararı vermişti. Bozma kararının ardından cinayet döneminde Trabzon Jandarma Alay Komutanı olan Albay Ali Öz, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı, dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şubesi görevlileri Gazi Günay, Okan Şimşek, Volkan Şahin ve Veysal Şahin, dönemin Trabzon İstihbarat Şube'de R bürosunda sorumlu amir ve Şube Müdür Yardımcısı olan Hasan Durmuşoğlu, dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi Mehmet Ayhan ve Onur Karakaya, cinayet döneminde İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli Astsubay Yavuz Karakaya, Bekir Yokuş ve Muharrem Demirkale, dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür Yardımcılarından Osman Gülbel, Eski Mülkiye Başmüfettişleri Mehmet Ali Özkılınç ve Şükrü Yıldız’ın yargılaması yeniden başlamıştı.
On yedi yıllık yargılamada 1 Kasım 2023’teki duruşmada ilk defa Cumhurbaşkanlığı davaya katılma talebinde bulunmuş, talebi kabul edilmişti. Duruşma 10 Ocak 2024’e ertelenmişti.
10 Ocak’taki ikinci duruşmada Dink ailesi avukatları Genelkurmay Başkanlığı’ndan 24 Şubat 2004’te İstanbul Valiliğinde MİT görevlilerinin Dink ile görüşmesine ilişkin belgelerin istenmesini, görüşmedeki MİT görevlileri ile İstanbul Vali Yardımcısının tanık olarak dinlenmesini talep etmişti. Talepler mahkemece reddedilmişti. Duruşma 27 Mart’a ertelenmişti.
27 Mart’ta üçüncü duruşmada mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Gazi Günay, Hasan Durmuşoğlu, Muharrem Demirkale, Okan Şimşek, Osman Gülbel, Veysal Şahin, Yavuz Karakaya'nın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Sanık Ali Öz hakkındaki ev hapsi kararının devamına ve bazı sanıklar hakkındaki adli kontrollerin devamına karar verdi. Dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı hakkındaki yakalama emrinin infazının beklenmesine hükmeden heyet, dosyanın mütalaasını hazırlaması için savcılığa gönderilmesine karar verdi. Mahkeme, soruşturmanın genişletilmesiyle ilgili talepleri bir önceki celse reddettiği için bu duruşma dile getirilen taleplerle ilgili karar verilmesine yer olmadığına hükmetti. Duruşma 31 Mayıs'a ertelendi.
31 Mayıs 2024’te görülen duruşmada savcı esas hakkındaki mütalaasını açıklamış, dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şubesi görevlileri Veysal Şahin, Okan Şimşek, Gazi Günay, dönemin Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz, önemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür yardımcılarından Osman Gülbel, dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlileri Onur Karakaya, Mehmet Ayhan, dönemin Trabzon İstihbarat Şube R bürosuda sorumlu amir ve Şube Müdür Yardımcısı Hasan Durmuşoğlu ve dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Bekir Yokuş’un “tasarlayarak kasten öldürme” ve “Anayasa’yı ihlal” suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle; dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli astsubayları Muharrem Demirkale ve Yavuz Karakaya’nın “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istemişti. Savcı, eski Mülkiye başmüfettişleri Mehmet Ali Özkılınç, Şükrü Yıldız ile dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şubesi görevlisi Volkan Şahin’in ise delil yetersizliğinden beraatlarına karar verilmesini talep etmişti. Bu duruşmadan sonra sanıklar esas hakkındaki savunmalarını yapmıştı.
10 Ocak 2025’te görülen dokuzuncu duruşmada başka davadan tutuklu Muharrem Demirkale dışındaki bütün sanıklar esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yapmıştı. Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının soruşturmanın derinleştirilmesi ve tanık dinletme taleplerini reddetmiş, sanık Demirkale’nin de mahkeme huzurunda savunma yapmasına karar vermişti.
Hrant Dink Davası’nın 10. duruşması 7 Şubat 2025 günü görüldü.
Duruşma Öncesi
Duruşma öncesi gazeteciler ile Hrant’ın Arkadaşlarından bir kişi duruşmayı takip etmek için İstanbul Çağlayan’daki Adalet Sarayı’nın ikinci katındaki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi önünde bekledi. Duruşma planlanan saatinde başladı, ancak mahkeme görevlileri, sanıkları Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEBGİS) aracılığıyla duruşmaya bağlamaya çalıştığı için oturum zamanında başlayamadı. Bu sırada mahkeme heyeti de salonda değildi.
Duruşma Salonu ve Katılım
Duruşmayı gazeteciler ve Hrant’ın Arkadaşları’ndan bir kişi takip etti. Hafıza Merkezi dışında Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) dava gözlemcisi ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da davayı izledi. Duruşma salonunda sanık yakınları ve gazetecilerden oluşan yaklaşık 20 kişi bulunuyordu. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma başka şehirlerdeki cezaevlerinde bulunan sanıkların SEGBİS duruşmaya katılımının sağlanması nedeniyle planlanan saatinden bir buçuk saat sonra başlayabildi.
Duruşmaya Dair
Gecikmeli başlayan duruşmaya Dink ailesi avukatları, sanık avukatları ve başka davadan tutuklu bulunan sanık Muharrem Demirkale katıldı. Diğer sanıklar da SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Duruşmada Muharrem Demirkale esas hakkındaki savunmasını yaptı. Demirkale, sözlerine davayı “kumpas ve kurgu davası” şeklinde tarif ederek başladı. Demirkale, Dink ailesine olan saygısı sebebiyle salona gelip savunma yapmak istediğini aktardı.
Mahkeme heyetinden kendisini sıkıştıracak sorular sormasını isteyen Demirkale, kendisine yöneltilen ‘FETÖ’ suçlamasına karşı savunma yaptı. İstanbul’da 2005 ve 2012 yılları arasında görev yaptığını aktaran Demirkale, bildiği şeyleri anlatmaması için itibarsızlaştırıldığını öne sürdü. Görevi sırasında istihbarat faaliyetlerinde çalıştığını söyleyen Demirkale, yaptığı operasyonlardan, aldığı ödüllerden bahsetti ve “Örgüt üyesi olsaydım asla iz bırakmazdım. Ben ‘devlet-i aliyye’nin işlerini yaptım” dedi. Soruşturmanın savcılarından Gökalp Kökçü’yü ve o dönem başsavcı olan İrfan Fidan’ı da suçlayan Demirkale, Dink Ailesi neyi talep ediyorsa kendilerinin de onu talep ettiğini ancak Mahkemenin reddettiğini aktardı. Demirkale, bunun masum olduklarının bir delili olduğunu öne sürdü. Suç oluşturan eylemlerinin ne olduğunun açıklanmadığını aktaran Demirkale, eylemlerle suçlama arasında bağ kurulmadığını iddia etti. Ogün Samast’ı takip ettiğinin iddia edildiğini ancak öyle olmadığının ortaya çıktığını aktaran Demirkale, ne yaptığı için cinayetin işlendiğini sordu.
Trabzon istihbarat şubesinin çelişkili işlemler yaptığını belirten Demirkale, “Buradaki çalışanların amirlerinden usulsüz emir alsalardı bunu mutlaka söylerlerdi” dedi. İddianameye göre Samast’ın iddialarıyla diğer sanıklarla ilgili HTS kayıtlarının uyuştuğunu aktaran Demirkale, gerçekte böyle bir uyuşmanın söz konusu olmadığını söyledi. Samast’ın soruşturmanın eski savcılarından Yusuf Hakkı Doğan’a verdiği ifadede cinayeti işledikten sonraki süreçle ilgili farklı senaryolar ortaya attığını belirten Demirkale, mahkemenin Samast’ın dosyanın jandarma görevlisi sanıkları teşhisini de kabul ettiğini aktardı. Davanın diğer sanıklarıyla iletişiminin suçlama gibi yansıtıldığını kaydeden Demirkale, Mahkeme Başkanına “Sizin Akın Gürlek ile iletişiminiz yok mu?” diye sordu.
Hakkındaki haberleri Ahmet İlhan Güler, Sabri Uzun ve Hanefi Avcı gibi kişilerin yaptırdığını iddia eden Demirkale, öne sürdüğü bilgiyi istihbarat çevresine dayandırdı. Davanın ilk yargılamasında beraat ettirilen sanıklarından Engin Dinç’i bu soruşturmada görevlendiren kişinin de o dönemin İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan olduğunu savundu. “Soruşturma kapsamında cinayet sırasında İstanbul Jandarma İstihbarat görevlilerinin olduğu iddia edilmiş, başka bir jandarma olan sanık Yusuf Bozca’ya da bu kişilerin teşhisi yaptırılmıştır.” diye beyanda bulunan Demirkale, mahkeme huzurunda bu teşhisin yalanlandığını anlattı.
Zekeriya Öz ile iletişiminin olması suçlamasıyla ilgili 90’lı yıllarda PKK ile girdiği bir çatışmaya ilişkin soruşturma dosyasına onun bakması sebebiyle tanıştıklarını anlattı. Abdurrahman Şimşek gibi gazetecilerin Ergenekon operasyonları döneminde Öz'ün çevresinde olduğunu ancak kendisinin uzaklaştığını söyledi.
Sanıkların Son Sözleri
Demirkale’nin ve avukatının beyanlarının tamamlanmasından sonra sanıklara tek tek son sözleri soruldu. Demirkale, “Kalbe ağır gelen ne varsa bize yaşattınız. Bize yaşattığınızı siz de yaşarsınız” dedi. Dönemin Trabzon jandarma istihbarat şube görevlisi Veysal Şahin, “Hiçbir safhasında cinayete katkım olmadı. Cinayetten altı ay önce edindiğimiz bilgileri amirlere ilettik. Benim adam öldürmekle, tasarlamakla, anayasal düzeni ihlalle ilgili bir dahlim yok, ben görevimi yaptım. Aldığım haberi gizlemedim. Suçsuzum, tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum” dedi. Şahin’le aynı şubede görevli Okan Şimşek de “Bu olayın hiçbir yerinde yokuz. Keşif de yapmadık. Bu bir yaftalamadır. Tutukluluk süremin gözününde bulundurularak tahliye ve beraatimi talep ediyorum” dedi.
Trabzon Emniyet İstihbarat Şubesi görevlisi Mehmet Ayhan da Erhan Tuncel’in iddialarıyla cezaevinde olduğunu belirterek FETÖ’yle herhangi bir bağının olmadığını savundu.
Dönemin Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz de 17 yıldır bu olayla uğraştığını aktararak FETÖ’cü ilan edildiğini aktardı ve beraatini talep etti. Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi Onur Karakaya ise “Görevi başında bi polis olarak sesleniyorum, FETÖ suçlamasından aldığım beraat doğrultusunda beraatimi talep ediyorum” dedi. Diğer sanıklar da suçsuz olduklarını belirterek beraatlerini talep etti.
Karar
Mahkeme, yaklaşık 1 saatlik aradan sonra oybirliğiyle verdiği hükmünü açıkladı. Heyet, Volkan Şahin, Şükrü Yıldız ve Mehmet Ali Özkılınç’ın beraatine hükmetti.
Muharrem Demirkale’ye Anayasa’yı ihlal suçundan açılan davanın reddine karar veren heyet “tasarlayarak öldürmek” suçundan müebbet hapsine karar verdi.
Yavuz Karakaya'ya “Anayasa’yı ihlal” suçundan açılan davanın reddine karar veren heyet, “tasarlayarak kasten öldürmeye yardım” suçundan 12 yıl 6 ay mahkumiyetine hükmetti.
Bekir Yokuş’un “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet hapsine karar veren heyet, “tasarlayarak öldürmeye yardım” suçundan 10 yıl hapsine karar verdi.
Veysal Şahin’in “ihmali davranışla öldürme” suçundan 15 yıl hapsine karar veren mahkeme, “silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “Anayasa’yı ihlal” suçlarından beraatine hükmetti.
Gazi Günay’ın “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet hapsine karar veren heyet, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan hüküm tesisine yer olmadığına karar verdi. Günay’ın “tasarlayarak öldürme” suçundan 25 yıl hapsine hükmetti.
Okan Şimşek’in “Anayasa’yı ihlal” müebbet hapsine karar veren mahkeme, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan hüküm tesisine yer olmadığına karar verdi, “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan 25 yıl hapsine hükmetti.
Ali Öz’ün “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet hapsine hükmeden heyet, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan hüküm tesisine yer olmadığına karar verdi. Öz, “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan da 25 yıl hapse mahkum edildi. Öz, yaş sebebiyle ev hapsinde tutulmaya devam edecek.
Mehmet Ayhan’ın “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet hapsine karar veren heyet, “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan 12 yıl 6 ay hapsine hükmetti.
Onur Karakaya’nın “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet hapsine karar veren heyet, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan hüküm tesisine yer olmadığına hükmetti. Karakaya, “kasten öldürme” suçundan 12 yıl 6 ay hapse mahkum edildi.
Osman Gülbel’in “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet hapsine karar veren heyet, “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan 16 yıl 8 ay hapsine karar verdi.
Hasan Durmuşoğlu’nun “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet hapsine karar veren heyet, “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan 12 yıl 6 ay hapsine hükmetti.
Faruk Sarı’nın firari olması sebebiyle dosyasının ayrılmasına karar veren heyet, Bekir Yokuş, Onur Karakaya ve Mehmet Ayhan’ın da hükümle birlikte tutuklanmasına hükmedildi.